3 Şubat 2010 Çarşamba

Bilye


asla tam olarak ana rahminden çıkmadığın, hiçbir zaman tam olarak uyumadığın veya uyanmadığın, dara düştüğünde yarı kutsal bastonlara dayandığın, sesleri tam olarak duyamadığın, renkleri tam olarak göremediğin, sevmeyi tam olarak sevemediğin, aşık olduğun herşeye köpek olduğun, köpek olduğun herşeye aşık olduğun, ilk görüşte dost olduğun, son görüşte adını hatırlamadığın, mütevazi kibirlerle dolu önyargılarını istemeden beslediğin, tutayım derken koparttığın, kopart dediklerinde kustuğun, sana öğretilenlerden ibaret olduğun ve onların hepsini yeniden "kendin" öğrenmediğin sürece asla ibret alamıyacağın, keşfetmeyi unuttuğun, dokunduğun herşeyi parçaladığın, oynadığın herşeyi bozduğun, bozduğun herşeye ağıt yaktığın ve şarkın bittiğinde tekrar bozduğun, üşüdüğünde titrediğin, sevişirken terlediğin, terleyince utandığın, utanınca kızardığın, güçlüye taptığın, taptıkça güçlendirdiğin ve kendi kendine yarattığın putları kırmaya uğraşırken bezdiğin, boşalttığın kelimelere sıcak su dökerek şişirttiğin, çatlattığın testilerle gurur duyduğun, kırdığın testilerle bir olduğun, yüzdükçe açıldığın, açıldıkça korktuğun, korktukça yansıttığın ve yansıttıkça yanılsadığın, zavallı organlanlarına tüm kötülükleri yaptığın, işine gelmeyince bütün bilyelerini alarak çekip gittiğin oyun parkına eninde sonunda geri dönmek zorunda olduğun, seninle oynayanların tam ortasına oturmak istediğin, ezan okununca kodlanmış olarak evine döndüğün, ilk öptüğün kızın yüzünü anımsamadığın, son öptüğün kızın telefonunu almadığın, arayışının sonuna gelmediğin, durduğun duraklardan aldığın is kokulu simitleri paylaşmadığın, ektiğin çiçekleri soldurduğun, onu beklerken çiçeğini düşürdüğün, adım atmadan adım beklediğin, sana adım atıldığında arkandaki duvara yaslandığın, artmadan yeterli görmediğin, tartmadan yaşaman gerektiğinin farkına varmadığın, dağ büyüklüğündeki yağlıboya tablonun en köşesindeki sinek bokunu temizleme çalıştığın, o boku temizlemeye çalıştıkça resmi bok ettiğin, bok üzerine bulaşınca giysilerini çöpe atıp tekrar aynı renk ve aynı beden giysi alıp giydiğin, istedikçe istediğin, tükettikçe bitirdiğin hayatını;

kimin yaşadığına karar vermeye cesaretin varmı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder