2 Şubat 2010 Salı

DÜŞ



Her komik hikaye duyuşunda hikayenin sonunda göstermen gereken gülme reaksiyonunun derecesinin hikayeyi anlatanla olan ilişkinde belirleyici bir faktör olduğu gerçeğinin sende yarattığı sosyal antipati ve kendi türünden nefret etme anlayışını yeni tanıdığın insanlara azar azar, yavaş yavaş ve damıtrak vermek zorunda olma mecburiyetinin kibarlığından mı yoksa reddedilme korkusundan mı olduğunu iç dünyanda sorgulamayla başlayan yolculuğunun iç dünyanın derin köklerinden birini yanlışlıkla yerken son bulması ve kök yemekten kaynaklı dilindeki toprak tadının küçükken ilk düştüğünde ve yeri öptüğünde ve annen sana kızdığında ve ağlasammı yoksa ağlamasammı ikileminde kaldığın anki hisleri hatırlattığında düştüğün sırada etrafında bulunan yaşıtlarının yüzündeki acıklı bakışların gün gelipte otuz yaşına geldiğinde gece kabuslarına girip yanındaki kız arkadaşını uyandıracak yükseklikte bir çığlık atmana yol açtığında, yanındaki uyanıp sana rahatsız edici bir surat ifadesiyle bakıp, yarı plastik bir sevgi cümlesiyle seni koynuna aldığında, onunkinden daha sık nefes alma tempon yavaş yavaş onun temposuna yaklaştığında oluşan senkrona kafayı takıp uyumaktan gitgide uzaklaşırken, senkronu isteyerek ve bilerek bozma ihtiyacının aslında onu gerçekten sevmediğin ve aşık olmamana rağmen aşıkmış gibi yaptığını senin suratına çarptığında, bu çarpış sana ağır geldiğinde, bu çarpışmanın temelde sosyal bir mayın olduğunu anladığında, bu mayını yok saymanın senin çıkarlarına daha çok hizmet ettiğini kendine düşündürttüğünde, tekrar onun kapalı gözlerine bakıp seneler önce ilk çimentosunu bembeyaz ellerinizle attığınız temele ne kadar kat çıktığınızı düşünerek ona yeniden aşık olmayı dilediğinde, tekrar aşık olucağını hissedip aptal bir gülümsemeyle uykuya daldığında gördüğün dişi silüetinin eski kız arkadaşlarının organlarının bir karışımı olduğunu anladığındaki umutsuzluk ve bezginliğin üstesinden gelebilmek için daha da sıkı sarıldığın vücudun ne kadar süreyle yanında olacağını ve aslında seninde o vücudun senin yanında ne kadar süreyle kalmasını istediğini bir türlü bilememekten kaynaklanan bir güvensizlik silüeti olduğunu anladığında, bu güvensizliğin dışardan sanamı yoksa senden dışarıyamı bulaştığını sorgularken kurduğun devrik cümlelerin senin özensiz ve akışına bırakan, seçim yapmaktan nefret eden ve yaptığı seçimlerin en doğrusu olduğunu kendi kendine manipüle ederek piskolojik dengesini koruyan bir tür olduğunu ve türünün tarih boyunca çok büyük ilerlemeler kaydettiği illüzyonunu hala kendi kendine yedirmeye çalıştığındaki zavallılığını kavradığın an uyanıp, içine düştüğün düşün düşük yaptığını anlarsın.

2 yorum:

  1. icine dustugun dusun,icinde oldugundan bir an bile suphe etmediginde, dusun dusuk yapip yapmadigini bir turlu anlayamadigin icin; dus bile dusuk yapmaktan vazgecebiliyor. Barisimmm...

    YanıtlaSil
  2. bu yorum bende soğuk "dus" etkisi yaptı! kimsin bu arada?

    YanıtlaSil